Corona aşısıyla ilgili bu tür sorular sosyal medyada sıkça görülüyor.
Bildrechte: dpa-Bildfunk/Sven Hoppe

Corona aşısıyla ilgili bu tür sorular sosyal medyada sıkça görülüyor.

Per Mail sharen
Artikel mit Bild-InhaltenBildbeitrag

#Faktenfuchs: mRNA aşısı DNA’mı değiştirebilir mi?

Corona aşısıyla ilgili bu tür sorular sosyal medyada sıkça görülüyor. Ama buna bağlı kaygıların geçerli bir nedeni yok aslında. BR24 #Faktenfuchs bilinenleri araştırdı.

Öncelikle mRNA aşılarının nasıl çalıştığını bilmek gerekir: mRNA İngilizce messenger yani ulak- RNA anlamına geliyor. mRNA aşıları bağışıklık kazandırmak için, diğer bilinen aşılar gibi inaktif ya da zayıflamış hastalık bulaştırıcı mikroplar kullanmıyor. Bunun yerine aşı, virüsün mRNA’nın içinde kayıtlı olan genetik bilgilerinin bazılarını belirli bedensel hücrelerle yüzleştiriyor. Bunlar virüsün antikor olarak da adlandırılan belirli proteinlerinin yapı planlarına sahip. Beden böylece virüsün tehlikeli olmayan kısımlarını kendisi üretiyor ve bağışıklık sistemini aktive edip uygun durumlarda koruyucu bir bağışıklık sağlıyor.

Zor açıklamalı kolay bir cevap

mRNA olarak adlandırılan aşı türünün genetik yapıyı değiştirebilir mi sorusunun cevabı tek bir kelimeyle verilebilir: “Hayır” diyor Berlin Charite Üniversite Hastanesi’nde çalışan Leif Erik Sander. Nedenini de şöyle açıklıyor: İnsan DNA’sı hücre çekirdeğinde bulunur ve ilave bir zar ile çevrilidir. RNA ise hücre çekirdeğinin dışında bulunur ve kimyasal yapısı da DNA’nınkinden farklıdır. Yani DNA’ya entegre olmak için RNA’nın öncelikle hücre çekirdeğine girebilmesi, DNA’ya dönüşmesi ve ardından da belirli bir enzim tarafından genetik yapıya entegre edilmesi gerekir.

Ancak öncelikle bu enzimin vücutta bulunması gerekir. Sadece çok çok az sayıda virüs, örneğin AIDS’e neden olan HI virüsleri, "Reverse Transkriptase" yani ters transkriptaz adını taşıyan bu enzimlere sahip. SARS-CoV-2 virüsü bu enzime sahip değil. Bu nedenle bu az sayıda var olan virüslerin birisiyle bir enfeksiyon yaşanmış olması gerekir. Ama çeşitli bilim insanlarının da belirttiğine göre, bu durumda bile böyle bir olasılık hemen hemen yokmuş.

Olasılığı çok düşük bir düşünce oyunu

Jena Üniversitesi’nde görevli bir genetikçi, ki kendisinin “bu alanda bir uzman olmadığını” belirtiyor, mdr Wissen’de şu düşünce oyunundan bahsediyor. “Prensip olarak bir hastanın aktif bir retro virüs enfeksiyonu yaşamış olması düşünülebilir. Ama bunun olasılığı düşük. Veya aktif retro transpozonlara [not: bunlar değiştirilmiş belirli DNA kısımlarıdır] sahiptir. Bunun olasılığı da çok düşük. Böylece vücudunun bazı hücrelerinde ters transkriptazlara sahip olur. Aşıdaki mRNA bunları değiştirebilir ve DNA’yı da genoma entegre edebilir.” Ama mdr Wissen’in belirttiğine göre, bu durumda dahi sadece bazı hücreler etkilenir ve tüm genom değil. Ayrıca bu aşırı derecede düşük ihtimalli olaydaki en kötü sonuç, hücrenin aşılanma sebebiyle virüsün bir parçası olarak algılanması ve bağışıklık sisteminin hücreyle savaşması olurdu.

Bir karşı argüman daha: Hücrelerimizde çok sayıda RNA bulunur. RNA sürekli genetik yapıya entegre edilseydi “o zaman yakın zamanda genomumuzda artık yer kalmazdı” diyor Leif Erik Sander, Charite Berlin. Ayrıca aşının mRNA’sı diğer RNA’lardan genel olarak farklı değil. Mümkün olsaydı o zaman mRNA’nın DNA’ya dönüşmesi teorik olarak şimdiden de gerçekleşebilirdi.

Sonuç: mRNA aşılarının DNA’yı değiştirme ihtimalini #Faktenfuchs’un danıştığı tüm uzmanlar hemen hemen sıfır olarak belirtiyor. Zira mRNA hücre çekirdeğinin dışında bulunuyor. Yapısı DNA’dan farklı ve bu nedenle onun tarafından entegre edilemiyor.

"Darüber spricht Bayern": Der neue BR24-Newsletter informiert Sie immer montags bis freitags zum Feierabend über das Wichtigste vom Tag auf einen Blick – kompakt und direkt in Ihrem privaten Postfach. Hier geht’s zur Anmeldung!