İnternette Corona virüsüne karşı yapılan aşının kadınlarda kısırlığa yol açtığı şeklinde dedikodular dönüyor.
Bildrechte: BR/Julia Müller
Bildbeitrag

İnternette Corona virüsüne karşı yapılan aşının kadınlarda kısırlığa yol açtığı şeklinde dedikodular dönüyor.

Bildbeitrag
> Wissen >

Corona aşısıyla kısırlık ilişkisine dair bulgu yok

Corona aşısıyla kısırlık ilişkisine dair bulgu yok

İnternette Corona virüsüne karşı yapılan aşının kadınlarda kısırlığa yol açtığı şeklinde dedikodular dönüyor. Bu #Faktenfuchs’ta, çeşitli uzmanlar bu iddianın çok düşük bir ihtimal olduğunu belirtiyor.

SARS-CoV-2 virüsüne karşı yapılan aşıların muhtemel yan etkilerine dair bir sürü dedikodu ve iddia dolaşıyor. Bazılarını #Faktenfuchs kontrol etti bile ve örneğin aşı sebebiyle insan DNA’sının değiştiğine dair iddiayı çürüttü.

İnternette ayrıca Covid-19 aşısının kadınlarda kısırlığa yol açabileceği iddiası sürekli çıkıyor. Bir Twitter kullanıcısı şöyle diyor: “Çocuk sahibi olmak isteyen bir kız arkadaşım aşı olmak istemiyor çünkü aşının kısırlığa sebep olduğunu okumuş.” Ayrıca soruyor: “Bu konuda doğru ve uydurma olmayan, ayrıntılı bilgiye sahip olan var mı?”

European Medicine Agency’ye (EMA) dilekçe

Corona’yı hafife alanların Avrupa İlaç Ajansı EMA’ya yazdığı bir dilekçede muhtemel kısırlık konusu da yer alıyor. Dilekçede aşının kısırlık sebebi olduğu yazmıyor ama olmadığının da kanıtlanmadığı belirtiliyor. İddiaya göre aşı maddesi bir bağışıklık tepkisine sebep olabilir ve sadece Corona virüsüne değil, rahimdeki plasentanın oluşumuna destek veren bir proteine de saldırabilirmiş. Ama böyle bir tepki nasıl meydana gelebilir?

Spike proteininin merkezi rolü

SARS-CoV-2 virüsü Spike proteinlerine sahip. Bunlar aslında virüsün çevresindeki sivri uçlardır. Bu Spike proteinleri ile virüs insan hücrelerine yapışıp onları etkileyebiliyor. İnsanın bağışıklık savunması bu proteinlere karşı mücadele eder. Aşı maddelerinin geliştirilmesinde de bu sivri proteinler merkezi bir rol oynuyor. mRNA aşıları, örneğin BioNTech/Pfizer veya Moderna tarafından üretilenler, bu zararsız virüs proteinlerinin yapı planlarına sahipler. İnsan vücudu da bu yapı planına göre kendisi proteinleri (antijenleri) üretiyor ve bunlar da bağışıklık tepkisini ve antikorların üretimini sağlıyor.

Bu mekanizma, kısırlığa etkiyle ilgili iddiaların da temelini oluşturuyor: Aşı maddesi sadece SARS-CoV-2 virüsüne karşı bir savunma tepkisi değil aynı zamanda plasentanın oluşmasında ön şart olan Syncytin-1 proteinine karşı da bir tepkiye neden olabilirmiş. İddiaya göre hem Spike proteini hem de Syncytin bazı ortak özelliklere sahiplermiş. Dilekçeye göre “SARS-CoV-2 virüsüne karşı bir aşının Syncytin-1’e karşı bir bağışıklık tepkisi oluşturmasının ihtimal dışı bırakılması gerekirmiş, zira aşılanmış kadınların belirsiz bir süre için kısır kalma ihtimalleri bulunuyormuş”.

Marion Kiechle: “Yanlış bir iddia”

Münih’te Isar nehrinin sağ kıyısında yer alan kadın kliniğinin müdürü Marion Kiechle, aynı zamanda Leopoldina üyesi ve Bavyera’da eski bir bakan, bu şüpheyle ilgili şu sonuca varıyor: “Kanımca yanlış bir iddiayla karşı karşıyayız zira günümüzde kullanılan aşıların kadın doğurganlığını olumsuz etkilediğine dair bilimsel herhangi bir kanıt, hatta en küçük bir işaret bile bulunmuyor.”

Bu kanı birçok ülkede tanınan ve örneğin Biontech/Pfizer ve Moderna’nın ürettiği mRNA aşıları ve de DNA bazlı aşılar için geçerli.

Kiechle’nin belirttiğine göre Syncytin-1 ve Corona virüsünün Spike proteininin çok az ortak noktası bulunuyormuş. Böylece Syncytin-1’e karşı oluşabilecek bir bağışıklık tepkisi “çok düşük bir ihtimalmiş.” Ayrıca klinik araştırmalarda aşı maddelerin aşılanmış kadınlarda kısırlığa yol açtığına dair herhangi bir belirti de bulunmuyormuş.

Klinik açıdan şu gerçek de bunu destekler nitelikte: Kiechle: “Sadece ABD’de 40.000 gebe kadının Corona hastalığına yakalanmış olması belgelendi.” Bu kadınlar enfeksiyon sebebiyle, aynı bir aşılanma sonrası olduğu gibi Corona virüsün Spike proteinine karşı antikor ürettiler. “Bu antikorlar Syncytin-1’e de saldırsaydı, yüksek oranda düşük ve gebelik sorunlarıyla karşı karşıya kalınırdı. Ama böyle bir durum yok.”

Jena Üniversitesi’nin araştırmacıları: Genç kadınların endişelenmesine gerek yok

Jena Üniversitesi’nde görevli araştırmacılar Kiechle’nin değerlendirmesini destekliyor. Jena Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Müdürü Ekkehard Schleußner söyle açıklıyor: Eğer Corona aşısı kadınları kısır yapsaydı, bunu en başta Corona enfeksiyonu yapardı. „Bir enfeksiyon esnasında hastanın Corona Spike proteini sebebiyle antijen sıkıntısı ve aynı zamanda potansiyel antikor üretimi bir aşı esnasında olduğundan daha yüksek ve daha az hesaplanabilir durumdadır“ diyor Schleußner Jena Universitesi’nin bir basın bildirisinde. „Corona hastası gebelerle ilgili deneyimlerimiz böyle bir iddiayı desteklemiyor.“

Robert Koch Enstitüsü de soru-cevap bölümlerinde Corona aşısının etkisi ve güvenliğine vurgu yapıyor. 2002/2003 yıllarında Sars-CoV-1 virüsünün sebep olduğu salgın sırasında da kadınlarda enfeksiyon sonrası bir kısırlık gözlenlenmemiş ki gözlem süresi artık hemen hemen 20 yıl oldu. Bu bilgiyi Placenta Labor’dan Udo Markert SWR’e verdi.

Biontech: Amino asit sekansı oto bağışıklığa sebep olmak için fazla kısa

Aşı üreticisi Biontech de #Faktenfuchs’un sorusu üzerine bu iddiayı yalanlıyor: Mainz’lı şirketin iletişim bölümü „bu doğru değil“ diyor. „Pfizer-BioNTech’in aşısının kısırlığa yol açtığına dair herhangi bir belirti yok.“ Ve: „Sekans (…), yani dört ortak amino asidi, bir oto bağışıklığa sebep olmak için fazlasıyla kısa“ diyor Biontech şirket sözcüsü.

Aşı miti kısırlık

Aşının kısırlığa yol açtığı miti uzun zamandır çeşitli şekillerde ortalıkta dolaşıyor. Salgının başlangıç dönemlerinde Microsoft kurucusu Bill Gates’in aşı sayesinde nüfusu azaltmak istediği iddia edilmişti. Ayrıca yıllardır DSÖ’nün örneğin Kenya’da kadınları zorla kısırlaştırmak istediği iddiası konuşuluyor. Bunun için tetanoz koruma aşısına gebelik hormonu olan Beta-hCG ilave etmişler deniyordu. ARD-Faktenfinder bu iddianın yanlış olduğunu ortaya koymuştu.

Aşılarda her zaman bir risk vardır

Hiçbir aşı risksiz değildir. Diğer aşılarda olduğu gibi geçici yan etkiler meydana gelebilir, örneğin baş ağrısı, yorgunluk, aşı yerinde ağrı, ateş veya titreme nöbeti. Max Planck Enstitüsü’nde enfeksiyon biyolojisi dalında emekli müdür olan Stefan Kaufmann’ın verdiği bilgiye göre, yan etkisiz olmuyormuş. Geçici bir iltihap tepkisi olumsuz bir anlam taşımazmış. Sonuçta vücut nereye bir bağışıklık cevabı vermesi gerektiğini öğrenmeli diyor Kaufmann.

21 Aralık’ta AB Komisyonu Biontech/Pfizer’ın aşısına izin çıkardı. İzin şartı, 27 üye ülkedeki üreticilerin uzun dönem etkiler konusundaki verileri Avrupa İlaç Ajansı’na vermesiydi. Aynı zamanda olası yan etkiler ve alerjik reaksiyonlar konusunda da halen veriler toplanıp kontrol ediliyor.

Sonuç

Aşının kısırlığa yol açtığı miti çeşitli kültürlerde uzun zamandır mevcut ve Corona salgını süresince de ortalıkta dolaşıyor. Corona virüsüne karşı olan bir mRNA aşı maddesinin plasenta proteinine karşı da bir savunma tepkisine neden olabileceği iddiasını hem bilim insanı ve TU Münih Kadın Kliniği Müdürü Marion Kiechle hem de üretici Biontech yalanlıyor. İki protein arasındaki ortak noktaların savunma tepkisine yol açabilmek için fazlasıyla az olduğunu belirtiyorlar.

"Darüber spricht Bayern": Der neue BR24-Newsletter informiert Sie immer montags bis freitags zum Feierabend über das Wichtigste vom Tag auf einen Blick – kompakt und direkt in Ihrem privaten Postfach. Hier geht’s zur Anmeldung!