Şimdiden Almanya Federal Meclis seçimleriyle ilgili dedikodular dolaşıyor. BR24-#Faktenfuchs en sık ortaya atılan iddiaları araştırdı.
Bildrechte: dpa-Bildfunk/Michael Kappeler

Şimdiden Almanya Federal Meclis seçimleriyle ilgili dedikodular dolaşıyor. BR24-#Faktenfuchs en sık ortaya atılan iddiaları araştırdı.

Per Mail sharen
Artikel mit Bild-InhaltenBildbeitrag

Şimdiden Federal Meclis seçimlerine zarar verilmek isteniyor

Popülistler demokratik seçimlerin gözden düşmesi için çabalıyor. Bu durum ABD seçimlerinde geçerliydi ve Almanya Federal Meclis seçimleri için de çeşitli dedikodular dolaşıyor. #Faktenfuchs („Gerçekler Tilkisi“) bunları araştırdı.

Almanya’nın yeni bir Federal Meclis seçmesinden aylar öncesinde bile ortalıkta seçimle ilgili bir sürü dedikodu dolaşıyor: Mektup seçiminde ölmüş kişiler adına oy atılabilir mi? Sadece bir parti taraftarlarının oyları sayması mümkün mü? Veya Şansölye seçimleri öylesine erteleyebilir mi? #Faktenfuchs, dedikoduların gerçeklik payını ve Almanya’daki seçimlerde hile güvenliği konularını inceliyor.

Dedikodular Trump’ın ABD seçimleriyle ilgili ortaya attığı ve ispatlanamayan iddialarına benziyor

Şu sıralar internette dolaşan iddialar ABD seçimleriyle ilgili, bazıları Donald Trump’ın kendisi tarafından ortaya atılan iddiaları hatırlatıyor. Seçimlerden aylar öncesinde bile ABD seçimlerinin tarihin en büyük seçim hilesi olacağını söylüyordu. Bu iddia kanıtlanamadı - #Faktenfuchs bunun haberini yapmıştı.

Mektup seçimi ne kadar güvenli?

ABD’de olduğu gibi Almanya’da da mektup seçimi eleştirilerin odağında bulunuyor. Kullanıcılar yorum kısımlarında bu tür seçimin “çok daha kolay manipüle edilebileceğini” ve bir seçim hilesinin “önceden programlanmış” olduğunu yazıyor.

Gerçekten de oy sandığı başında değil de evde yapılan bir seçimde insan daha az serbest karar verebilir. Anayasada şu yazılı: “Almanya Federal Meclisi üyeleri genel, aynı anda, serbest, eşit ve gizli bir seçimle seçilir.” Friedrichshafen Zeppelin Üniversitesi’nden siyasal bilimci Joachim Behnke’ye göre mektup seçiminde gizlilik ilkesi “muhtemelen sağlanamayabilir”. Hanede yaşayan başka kişilerin kime oy verildiğini öğrenme ihtimali bulunabilir. Ama uzmana göre, oy vermesi gereken kişi değil de başka kişilerin oy pusulasını doldurma ihtimali çok zayıf.

Federal Anayasa Mahkemesi mektup seçimi eleştirilerini reddediyor

Bu tür endişeler sebebiyle Federal Anayasa Mahkemesi mektup seçimiyle ilgili birçok şikayet başvurusu aldı ve bunları kontrol etti. Mahkeme en son 2013 yılında mektup seçiminin “anayasal olarak herhangi bir ihlali olmadığına” hükmetti. Aslında mahkeme kararlarında mektup seçiminde oy sandığına göre kamusal kontrolün daha az olduğunu da belirtiyor.

Ama bu tür bir karar mahkemenin kanaatine kalmıştır. Mektup seçimi sayesinde daha fazla insan seçimlere katılabilir – örneğin oy sandığına kadar gidemeyen hasta ve yaşlılar ya da yurt dışında yaşayanlar. Mahkemeye göre bu genellik ilkesi mektup seçiminin risklerinden, yani gizlilik ilkesinin belki riske girmesinden, daha ağır basıyor.

Mektup seçiminde seçimi etkileyecek bir seçim hilesi mümkün mü?

Behnke, mektup seçiminde bazı bireysel durumlarda hile olmasının “düşük bir risk” olduğunu belirtiyor. Ama birisinin fark edilmeden binlerce oy vermesi ve böylece seçimlerin sonuçlarını etkileyebilmesini Bavyera Eyalet Seçim Sorumlusu Gößl gerçek dışı olarak değerlendiriyor. “Komple seçmen listelerimiz mevcut ve nereden bir mektup seçimi talebi geldiğini biliyoruz. Seçmen listesi dışında kişileri yaratma imkanı bulunmuyor.” Siyasal bilimci Behnke’ye göre de mektup seçiminde seçim sonuçlarını etkileyecek “geniş tabanlı, sistematik ve bir partinin lehine sonuçlanabilecek” bir hilenin mümkün olamayacağını belirtiyor.

Vefat etmiş olanların ve komada bulunanların oyları sayılabilir mi?

Kullanıcılar genel endişelerinin yanında özel durumlar için de bazı endişelerini dile getirdiler: Örneğin komada bulunan kişiler ve hatta vefat etmiş kişiler için de mektup seçimi talebinde bulunulabilir mi? Bunu yaparken de Münih-Plasing’de meydana gelmiş bir vakadan bahsediyorlar. Burada vefat etmiş bir kişiye bir seçmen kağıdı gitmişti.

Birisine bir seçmen kağıdı gidiyorsa bunu sebebi, o kişinin seçmen listesinde bulunmasıdır. Bununla da yerel idareler ilgileniyor. Ve burada bazen bir hata meydana gelebilir, bir vefat durumu kayıtlara henüz geçmemiştir veya yanlış geçmiştir. Ama Münih’teki vefat etmiş olan kişiye giden seçmen kağıdı oy pusulası değildi. Bunun talebini kendisinin vermesi gerekirdi ama onu yapacak durumda artık değildi. Eğer başka birisi vefat etmiş olan kişi adına bir oy pusulası talebinde bulunursa, Ceza Kanunu’na göre bu bir suç teşkil ediyor.

Vefat etmiş kişilerin oyları sayılamaz – ama bir istisna var

İstisnai bir durumda vefat etmiş bir kişinin oyunun sayılması mümkün: Federal Seçim Kanunu’na göre ölümünden önce mektup seçimine katılmış olan ve seçim gününden önce veya seçim gününde vefat eden bir kişinin oyu iptal edilmez.

Bakıma muhtaç kişiler de oy verebilir

Peki, koma hastalarının adına mektup seçimiyle verilen oylarla ilgili dedikodu ne olacak? Genel olarak Almanya’da yaşayan bir kişinin oy verememesi durumu, sadece mahkeme o kişinin oy hakkını iptal etmişse mümkün (Federal Seçim Kanunu, 13. madde). Tüm alanlarda bakıma muhtaç olmak, örneğin yüksek dereceli bir engellilik durumu ve hatta koma hali bile, oy verme hakkının silinmesine sebep olmaz.

Ama bir kişi seçme hakkına sahip olması onun gerçekten de oy verebilmesi anlamına gelmiyor. Bir bakıcı sadece koma hastası açıkça iradesini gösterebiliyorsa onun adına oy kullanabilir. Federal Seçim Düzenlemesi’ne göre teknik yardım ancak “seçim hakkına sahip olan kişinin kendi verebileceği bir karar ile sınırlandırılmıştır.” Yani seçim yapılabilecek tüm süre içerisinde bilinçsiz bir şekilde komada bulunan bir kişi, teoride bu hakka sahip olsa da, oy veremez.

Sadece bir partinin temsilcilerinin oyları sayabilmesi mümkün mü?

Kullanıcılar Federal Meclis seçimlerinde oyların sayılmasıyla ilgili de dedikodular yayıyorlar. Örneğin: “Sadece Yeşiller oyları sayacaksa bu seçimlerin ne anlamı var?” Sadece bir partinin temsilcilerinin veya taraftarlarının oyları sayması doğru değil. Partiler seçim görevlilerini öneriyor. Federal Seçim Düzenlemesi’ne göre, yerel idareler, bir önceki seçimde partilerin aldığı ikincil oyların sıralamasına göre bu önerileri göz önünde bulunduruyorlar. Böylece farklı partilerin temsilcileri oy sayarken orada bulunuyor ve birbirlerini kontrol edebiliyorlar. Bavyera Eyalet Seçim Sorumlusu Thomas Gößl, oyların dört göz prensibiyle sayıldığını belirtiyor. “Böylece bir kişinin A oylarını B yapması engelleniyor. Yani bu durum oy sandığının başında bile ortaya çıkar.”

Ayrıca seçim günü saat 18.00’dan sonra olan her şey kamuya açık şekilde gerçekleşiyor. Herkes oyların nasıl sayıldığını takip edebilir. Her vatandaşın oyları izleme hakkı bulunmaktadır. Ayrıca gönüllü olarak da seçim görevlisi olmak için başvurulabilir (Bavyera’daki şartları buradan öğrenebilirsiniz).

Tekrar edilen sayımlarda niye tam olarak aynı sonuç ortaya çıkmıyor?

Ama hatalar meydana gelebilir. İnsanların yaptığı her şeyde olduğu gibi, diyor Joachim Behnke. Örneğin bir seçim görevlisinin sonuçları bilgisayara aktarırken satır atlaması böyle bir hata olabilir. Bu tür hataları ortaya çıkarmak için yerel idarelerden gelen sonuçlar ikinci bir kanal tarafından kontrol ediliyor, örneğin telefon ile. Ve eğer bir sonuç çok ihtimal dışı gibi duruyorsa, tekrar kontrol edilir.

Seçim hilesine dair bir belirti yok

Ama Behnke, bir hatanın, bilinçli bir seçim hilesinden çok farklı olduğunu belirtiyor. “Hile, yanlış kişiyi seçimin galibi ilan etmek için yapılan ve bir suç teşkil eden bir niyete sahip olmak demektir.” Ve böyle bir seçim hilesi için Almanya’daki seçimleri 90’lı yıllardan beri takip eden bağımsız OSZE kuruluşuna göre herhangi bir kanıt yok. “Hiçbir zaman hile, manipülasyon ve sahtekarlık belirtileri olmadı” diyor OSZE seçim gözlemcisi Link. Ne mektup seçiminde, ne de oy sayımında. Böyle bir sonuç OSZE’nin Almanya’daki seçimlerle ilgili raporlarında da yer buluyor.

Şansölye seçimleri Corona sebebiyle erteleyebilir mi?

İnternetteki bazı dedikodular Corona ile ilgili: Örneğin, Şansölye Angela Merkel’in seçimleri Corona sebebiyle belirsiz bir zamana ertelemek veya komple iptal etmek istediği yazılıyor. Bunun arka planında son aylarda Corona önlemlerine karşı yapılan bazı protestolarda veya bazı telegram kanallarında dolaşan bir komplo teorisi bulunuyor. Buna göre Corona krizi, demokrasiyi ortadan kaldırmak için bir bahane olarak kullanılıyormuş.

Ama Angela Merkel seçimleri erteleyip iktidarda kalmaya devam edemez. Anayasa (Madde 39, Bent 1) bir Federal Meclis seçiminin hangi zamanda yapılacağını kesin olarak belirtiyor: “Bir seçim döneminin en erken 46, en geç 48 ay sonrasında.” Yani bir sonraki Federal Meclis seçiminin son tarihi, şu andaki seçim dönemini tam dört yıl sonrasında bitiyor. Tam tarihi Cumhurbaşkanı belirliyor. Ve bunu Frank-Walter Steinmeier yaptı bile: Federal Meclis seçimleri 26 Eylül 2021, Pazar günü gerçekleşecek.

Eğer tarih belirlenmişse, federal hükümet bunu değiştiremez. Seçimlerin temeli Federal Seçim Kanunu’dur ve bunu Federal Meclis kararlaştırır ve sadece kendisi değiştirebilir. Eğer böyle bir durum olursa Federal Anayasa Mahkemesi’ne şikayette bulunulabilir ve mahkeme değişikliğin geçerli olup olmadığına hükmeder.

Sonuç

Seçim tarihinden aylar öncesinde bile Federal Meclis seçimleriyle ilgili bir sürü dedikodu dolaşıyor. Bunların birçoğu ABD’deki iddialara benziyor. Özellikle mektup seçimi eleştiri topluyor. Mektup seçimindeki kamusal kontrol Anayasa Mahkemesi’ne göre de oy sandığındaki seçime göre daha az. Ama böylece mümkün olduğunca çok kişiye oy verme imkanının tanınması mahkemeye göre daha ağır basıyor.

Vefat etmiş kişilerin oyları ancak, ölmeden önce kendileri oy verebilmişse geçerli olabiliyor. Oyların sadece bir parti taraftarlarınca sayılabilmesi doğru değil. Bağımsız uluslararası OSZE seçim gözlemcileri 90’lı yılların başından beri Federal Meclis seçimlerinde herhangi bir hile, manipülasyon veya sahtekarlık belirtilerine rastlamadı. Şansölye Merkel’in seçimleri belirsiz bir zamana erteleyebilmesi mümkün değil.

"Darüber spricht Bayern": Der BR24-Newsletter informiert Sie immer montags bis freitags zum Feierabend über das Wichtigste vom Tag auf einen Blick – kompakt und direkt in Ihrem privaten Postfach. Hier geht’s zur Anmeldung!